Atalarının Sahtekarlıklarının Gösterilmesi

 

Materyalistlerin ve evrimcilerin "atalarının dinine" bağlılıktaki bağnaz tutumlarından kurtulabilmeleri, insanların bu sapkın anlayışların etkisinden çıkabilmeleri için öncelikle bu dinsizliğin liderlerinin gerçek kimliklerinin ve amaçlarının ortaya konması gerekmektedir. Bunun en etkili yolu ise bu kişilerin savundukları fikirlerin aslında bilim, akıl ve sağduyu ile taban tabana zıt olduğunu tüm delilleri ile ispatlamaktır. Ayrıca örnek model olarak gördükleri tüm bu liderlerin, gözlerinde büyüttükleri gibi idealist fikir adamları ve kahramanlar olmadıkları, hatta dünyayı karanlığa sürükleyen ahlaksızlıklarıyla ünlü kişiler oldukları ve öne sürdükleri fikirlerin aklı başında bir insan tarafından kabul edilmesinin imkansız olduğu gösterilmelidir.

Bu sapkın insanların peşinden sürüklenenler, şu gerçeği hiçbir zaman unutmamalıdırlar: Bugün hayatta olmayan Lenin, Stalin, Darwin, Mao, Marx, Engels ve diğerleri ölüm meleği canlarını alırken tüm gerçeği anlamışlardır. Tüm gücün Allah'a ait olduğunu, insanların sorumsuz ve başıboş bırakılmadıklarını, kendilerini yoktan var eden Allah'a boyun eğdiklerini, ölümün bir yok oluş olmadığını, aksine ölümün ardından kendileri için zorlu bir hesap ve sonsuza kadar devam edecek olan bir azap geldiğini ve bundan asla kurtulamayacaklarını hepsi görmüşlerdir.

Bugün söz konusu kişilerin peşinden gidenler bu gerçekleri şu anda kabul etmiyor olabilirler. Ancak ölüm meleği "sırtlarına ve yüzlerine vura vura" canlarını alırken, aynı Firavun ve ilah edindikleri liderleri gibi onlar da bu büyük gerçekleri tüm açıklığı ile anlayacaklardır. Ancak o zaman çok geç olacak; ne yalvarmaları, ne geri dönerek yaptıklarını telafi etme istekleri hiçbir işe yaramayacaktır. Kendilerini cehennem ateşine sürükleyen liderlerine lanet edecek, onların en şiddetli azapla azaplanmalarını isteyeceklerdir. Onlara körü körüne uydukları ve Allah'ın kendilerini uyarmak için görevlendirdiği elçilerini dinlemedikleri için tarif edilemez bir pişmanlık duyacaklardır. Eğer dinsizliğin dininden vazgeçmezlerse, ahirette yaşayacaklarını Allah Kuran'da şöyle bildirmektedir:

“İnkar edenler dedi ki: "Biz kesin olarak, ne bu Kuran'a inanırız, ne ondan önceki (indirile)ne." Sen o zulmedenleri, Rableri huzurunda tutuklanmış olarak görsen; sözü (suçlamaları) birbirlerine karşı evirip-çevirir (birbirlerine yöneltirler). Za'fa uğratılan (müstaz'af)lar, büyüklük taslayanlara derler ki: "Eğer sizler olmasaydınız, gerçekten bizler mü'min (kimse)ler olurduk." Büyüklük taslayanlar, za'fa uğratılan (müstaz'af)lara dediler ki: "Size hidayet geldikten sonra, sizi biz mi ondan alıkoyduk? Hayır, siz (zaten) suçlu-günahkarlardınız." Za'fa uğratılanlar da büyüklük taslayanlara: "Hayır, siz gece ve gündüz hileli düzenler (kurup) bizim Allah'ı inkar etmemizi ve O'na eşler koşmamızı bize emrediyordunuz" dediler. Azabı gördüklerinde pişmanlıklarını saklarlar; biz de inkar edenlerin boyunlarına halkalar geçirdik. Onlar, yaptıklarından başkasıyla mı cezalandırılacaklardı? (Sebe Suresi, 31-33)

“Biz onlara birtakım yakın-kimseleri 'kabuk gibi üzerlerine kaplattık,' onlar da, önlerinde ve arkalarında olanları kendilerine süslü gösterdiler. Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip-geçmiş ümmetlerde (yürürlükte tutulan azab) sözü onların üzerine hak oldu. Çünkü onlar, hüsrana uğrayan kimselerdi. İnkar edenler dediler ki: "Bu Kuran'ı dinlemeyin ve onda (okunurken) yaygaralar koparın. Belki üstün gelirsiniz." Artık gerçekten o inkar edenlere şiddetli bir azap taddıracağız ve yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. Bu, Allah'ın düşmanlarının cezası olan ateştir. Bizim ayetlerimizi inkar etmeleri dolayısıyla bir ceza olarak, orada onlar için ebedilik yurdu vardır. İnkar edenler dediler ki: "Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları bize göster, ayaklarımızın altına alalım, en aşağılarda bulunanlardan olsunlar."” (Fussilet Suresi, 25-29)

Allah iman eden ve yaşamını dini tebliğ ederek, Kuran ahlakını eksiksizce yaşayarak ve yaşatmaya çalışarak geçiren kulları için ise şöyle müjde vermektedir:

“Şüphesiz: "Bizim Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki:) "Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size vadolunan cennetle sevinin. Biz, dünya hayatında da, ahirette de sizin velileriniziz. Orda nefislerinizin arzuladığı herşey sizindir ve istediğiniz herşey de sizindir. Çok bağışlayan, çok esirgeyen (Allah)tan bir ağırlanma olarak." Allah'a çağıran, salih amelde bulunan ve: "Gerçekten ben müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kimdir?” (Fussilet Suresi, 30-33)