DARWINİZM'E BAĞLI FAŞİST LİDER: MUSSOLİNİ
Hitler gibi Mussolini de Darwinizm'e bağlı faşist bir diktatördü. Mussolini"nin tüm eylem ve söylemleri, Darwinist mücadelenin bir yansıması ve uygulamasıydı.
Faşist felsefeye göre toplumlar ancak savaşarak gelişebilir. Bu nedenle "militarizm" yani "savaşçılık" faşizmin en belirgin özelliğidir. Hatta faşist yönetimler, bu savaşçı ruhu körüklemek için üniformalı, gösterişli geçit törenleri hazırlamak gibi yöntemlerle halkı etkilemeye çalışırlar. Mussolini'ni de sık sık barışa karşı olduğunu, insanların gelişmesi için savaşın gerektiğini ileri sürmüştür:
"Faşizm devamlı barışın zararlı olduğuna inanmıştır. İnsan gücünü en yüksek düzeyine çıkaran etken savaştır."(1)
Mussolini, barışa karşı olduğunu bir başka konuşmasında şöyle ifade etmiştir:
"Faşizm bütün dünyanın birbirleriyle kucaklaşmasını reddeder." (2)
Faşizmin olmazsa olmaz sartlarından biri de diğer ülkelerin topraklarını ele geçirerek yayılma siyasetidir. Bu işgalci siyasetin altında yatan ana sebep ise ırkçılık ve Darwinizm'in bir mirası olan "ırklar arası yaşam mücadelesi" kavramıdır. Faşistler millet olarak gelişebilmeleri için daha zayıf olan diğer milletleri istila etmeleri ve onları yenerek büyümeleri gerektiğine inanırlar.
Bu ideoloji uğruna Mussolini hem kendi halkına hem de işgal ettiği ülkelerin insanlarına büyük acılar yaşatmışttı. "Roma İmparatorluğunu diriltmek" hayalleri içinde 1935 yılında Etiyopya'yı işgal ederek 1941 yılına kadar 15 bin insanı acımasızca katlettirdi. İşgale karşı direnmeye çalışan sivillerin tereddütsüz kurşuna dizilmesi emrini verdi, dahası sivil halka karşı zehirli gaz kullanarak feci katliamlar yürüttü. Etiyopya işgalini, Darwinizm'in ırkçı görüşleriyle destekleyerek makul göstermekten de geri kalmadı. Mussolini'ye göre Etiyopyalılar siyah ırktan oldukları için aşağıydılar ve İtalyanlar gibi üstün bir ırk tarafından yönetilmek onlar için bir şeref olmalıydı.
Diğer yandan 3 Ekim 1911 yılında, İtalya'nın Libya'yı işgal etmesiyle başlayan ve Müslümanlara karşı yapılan zulmü devam ettirdi, hatta Müslümanlara yönelik saldırıları daha da artırdı. İşgal ancak Mussolini'nin ölümü ile 10 Şubat 1947 yılında yapılan bir anlaşma ile sona erdi. Bu süre içinde 1,5 milyon Müslüman şehit oldu, yüzbinlercesi de yaralandı.
Mussolini'nin zalimliklerinde de açıkça görüldüğü gibi faşizmde güçlüler ve zalimler haklı ve üstündürler. Başarının ve gelişmenin tek yolu ise kaba kuvvet, şiddet ve savaştır. Bu yönleri ile faşizm, Darwin'in "Güçlü olan yaşar, zayıflar ölür, yaşamak için kıyasıya mücadele gerekir" iddialarının bir uygulamasıdır ve bu nedenle yirminci yüzyılda onmilyonlarca insanın ölmesine veya eziyet içinde yaşamasına neden olmuştur.
Mussolini'nin Darwinizm'e olan ideolojik bağlılığı, bir dönem editörlüğünü yaptığı La Lotta di Classe (Sınıf Çatışması) adlı haftalık komünist dergide sergileniyordu.
La Lotta di Classe'nin ilk sayısının kapağında Marx ve Darwin'in büyük birer resmi yer alıyordu. Giriş yazısını kaleme alan Mussolini, bu iki materyalist ideologtan, "geçmiş yüzyılın en büyük iki düşünürü" diye söz etmiş, Darwin'in teorisine büyük övgüler yazmıştı. (3)
DİPNOTLAR
-Veyis Ersöz, Sosyalizm, Komünizm, Faşizm ve Şeriat Nedir?, Uysal Kitabevi, 4. Baskı, syf.96 (İfadeler güncel Türkçe'ye çevrilmiştir)
2- Veyis Ersöz, Sosyalizm, Komünizm, Faşizm ve Şeriat Nedir?, Uysal Kitabevi, 4. Baskı, syf. 100
3- Mussolini, Dennis Mack Smith, s.17-181