DARWINİST-MATERYALİST DİKTATÖR: LENİN
John N. Moore, komünizmin kurucularından Marx ve Engels'in fikirlerini Rusya üzerinde tatbik eden Sovyet liderlerin evrime olan bağlılıklarını şöyle dile getirmektedir:
SSCB'nin liderlerinin düşüncelerinin kökleri çok derin evrimci bir bakış açısına dayanmaktadır.(1)
Bu tespitin doğruluğunu komünist diktatörlerden Lenin örneğini ele alarak görelim.
Marx'ın hayal ettiği komünist devrim projesini hayata geçiren kişi, Lenin'di. Rusya'daki komünist Bolşevik hareketinin lideri olan Lenin, ülkedeki Çar rejimini yıkarak Ekim 1917'de iktidarı silah zoruyla ele geçirmişti.
Lenin de diğer komünist liderler gibi Darwin'in teorisinin, savunduğu diyalektik materyalist felsefenin temel dayanağı olduğunu sık sık vurguluyordu. Bir sözünde Darwinizm'e bakış açısını şöyle ifade etmişti:
Darwin, hayvan ve bitki türlerinin birbirleriyle ilgisi olmadığı, Allah tarafından yaratıldıkları ve bu yüzden değişmez oldukları inancına son vermiştir. (2)
Lenin başka bir sözünde de ise komünizm ve evrim arasındaki güçlü bağlantıyı şöyle vurguluyordu:
"Marx'ın teorisinin tümü, evrim teorisinin, en tutarlı, en tam, en düşünülmüş ve özlü biçimiyle çağdaş kapitalizme uygulanmasıdır. Marx'ın açıklamalarının büyük değeri, burada da, materyalist diyalektiği, evrim teorisini, tutarlı biçimde uygulamak, ve komünizmi, kapitalizmden itibaren gelişen bir şey olarak düşünmektir."(3)
Darwinizm'in etkisindeki Lenin, Stalin gibi Bolşevikler, insanı bir hayvan türü olarak gördükleri ve bir madde yığını saydıkları için, insan hayatına herhangi bir değer vermiyorlardı. Onlara göre, devrimin başarısı için, milyonlarca insan kolayca feda edilebilirdi.
The Unknown Lenin kitabının yazarı tarihçi Richard Pipes, Lenin'in insana hiç değer vermediğini şöyle anlatıyordu:
"Lenin, insanlığın geneli için küçümseme dışında hisler beslemiyordu:Mektuplar, Gorki'nin öne sürdüğü, insanların Lenin için 'neredeyse hiçbir anlamı' olmadığı ve onun işçi sınıfına bir metal işçisinin demir cevherine davrandığı gibi davrandığı iddiasını doğruluyor." (4)
Lenin'in icraatlarına baktığımızda da, insanları bir hayvan türü olarak kabul eden materyalist-Darwinist felsefenin etkisini çok açık olarak görürüz. Buna belirgin bir örnek olarak Lenin, hayvanlar üzerinde gerçekleştirdiği şartlı refleks deneyleriyle ünlenen Rus bilim adamı Pavlov'la özel olarak görüşmüş ve Pavlov'un yöntemlerini Rus toplumu üzerinde uygulamak için girişimde bile bulunmuştu.
Lenin'in iktidarı ilk günden itibaren kanlı oldu. Onun emirleri sonucunda, on binlerce insan hiçbir yargılama olmaksızın kurşuna dizildi. Sonuçta, 1918-1922 yılları arasında Bolşevik rejime karşı ayaklanan yüz binlerce işçi ve köylü katledildi.
Bütün bunların yanısıra Lenin zamanında tüm Rusya'da 5 milyon insanın ölümüne neden olan bir kıtlık yaşandı. Çünkü komünistler sadece kendi yetiştirdikleri ürünlerle (tahıl veya pirinçle) beslenen köylülerin elinden tüm mahsullerini zorla topladılar. İnsanlar yiyecek hiçbir şey kalmadığında kedileri, köpekleri, ağaç kabuklarını, böcekleri yemeye başladılar. En sonunda halk arasında, kıtlığın en korkunç boyutu olan yamyamlık ortaya çıktı.
Lenin'in bu açlık politikası ile asıl olarak hedeflediği insan psikolojisi üzerinde tahribat oluşturmak ve bu yolla insanların Allah'a olan inançlarını yok etmek ve kiliseye karşı bir hareket başlatmaktı.
Komünist vahşetin ilk büyük örneğini sergileyen Lenin'in sonu ise oldukça anlamlıydı. 1922 yılında yakalandığı hastalık Lenin'i yavaş yavaş felç etmeye başladı. 1923 yılının çoğunu tekerlekli sandalyede ve büyük acılar veren baş ağrılarıyla boğuşarak geçirdi. Hayatının son aylarında, Lenin'i görenler dehşete kapılıyorlardı; çünkü yüzü korkunç bir ifadeye bürünmüştü ve yarı deli durumdaydı. 21 Ocak 1924'te bir beyin kanaması sonucunda öldü.
DİPNOTLAR
1-John N. Moore, The Impact of Evolution on the Social Sciences, Impact No. 52, www.icr.org/pubs/imp/imp-52.html
2-https://www.fixedearth.com/hlsm.html
3-Viladimir I. Lenin, Devlet ve İhtilal, Marksist Devlet Öğretisi ve Proleteryanın Devrimdeki Görevleri 1
4-Richard Pipes, The Unknown Lenin: From the Secret Archive, s. 10